AŞIKLI KÖYÜ FORUM SAYFASINA HOSGELDINIZ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AŞIKLI KÖYÜ FORUM SAYFASINA HOSGELDINIZ

iyi vakit gecirmeniz dilegiyle...
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İsrail / Ülkeler Tarihi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 88
Yaş : 41
Kayıt tarihi : 31/05/08

İsrail / Ülkeler Tarihi Empty
MesajKonu: İsrail / Ülkeler Tarihi   İsrail / Ülkeler Tarihi Icon_minitimeÇarş. Haz. 04, 2008 5:13 am

İsrail / Ülkeler Tarihi


İsrail'in tarihi çok eskilere dayanır.
Hazret-i Davud ve Hazret-i Süleyman zamanlarında doğru yolda olan ve
peygamberlere inanan Yahudiler devlet kurmuşlardı. Fakat daha sonra hak yoldan
ayrıldılar. Allahü teala onlara İsa Peygamber'i gönderdi. Yahudiler Hazret-i
İsa'ya inanmadılar ve çok eziyet ettiler. Öldürülmesi için çeşitli yollara
başvurdular.

Nihayet havarilerden Yuda, Hazret-i İsa'nın yerini öğrenip Romalılara ihbar
etti. Allahü teala tarafından Hazret-i İsa'nın göğe çıkarılmasından sonra
Romalılar Kudüs üzerine hücum ederek Yahudileri dağıttılar. Bir kısmını esir
edip, bir kısmını da öldürdüler. Kudüs'ü yağma ve tahrip ettiler. Bu suretle
dağılan Yahudiler bir yerde toplanıp bir daha devlet kuramadılar. Her yerde hor
ve zelil oldular, perişan bir halde yaşadılar.

Bu durumda yaşayan Yahudiler 19. asrın sonlarına doğru devlet kurma
çalışmalarına başladılar. Arz-ı mev'ut (vadedilmiş topraklar) üzerine devlet
kurma çalışmaları ilk önce İngiltere'de görülür. 1848'de İngiliz hükumeti bir
tamimle Filistin'deki konsoloslarını, Yahudileri himayeye memur etti.

1870'te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere'den Rusya'ya geçti. Siyonist
hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin'de bir Yahudi devletinin
kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Bunun gayesi bir Yahudi şirketi
kurup, vadedilmiş topraklar üzerine müstakil ve üç dört milyon Yahudiye yetecek
genişlikte toprak satın almaktı. Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti
arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı.

Herzl, Yahudi devletinin ancak, kutsal topraklar üzerinde kurulmasını
istediğinden, 1870 yılından itibaren Filistin toprakları üzerinde tarımsal
yerleşme merkezleri teşkil etmeye başladılar. 1870-1896 yılları arasında
Filistin'de on yedi tarım kolonisi kuruldu. Herzl, devrin Osmanlı Sultanı
İkinci Abdülhamid Han ile görüşerek, ondan Filistin'de bir Aristokratik
Cumhuriyet kurmak için izin istedi ve bazı tekliflerde bulundu. Bu teklifler
ise şunlardı:

1. Yahudiler, Osmanlılara bir harp üssü inşa edecekler.
2. Osmanlı Devletine büyük mali yardımda bulunacaklar.
3. Sultanın siyasetini Avrupa'da destekleyecekler.
4. Filistin'de kuracakları büyük üniversitede aynı zamanda Türk öğrencileri de
okuyacak. Tahsil için Avrupa'ya gitmeye lüzum kalmayacaktı.

İkinci Abdülhamid Han, devletin mali durumunun kötü olmasına rağmen bu
teklifleri kabul etmedi ve tarih sayfalarına altın harflerle yazılması gereken
şu cevabı verdi: "Newlinsky Efendi! Eğer Mr. Herzl, senin, benim arkadaşım
olduğun gibi arkadaşın ise ona söyle, bu meselede ikinci bir adım atmasın. Ben
bir karış dahi olsa toprak satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir.
Milletim bu Devleti kanlarını dökerek kazanmışlar ve yine kanlarıyla mahsuldar kılmışlardır.
O bizden ayrılıp uzaklaşmadan tekrar kanlarımızla örteriz. Benim Suriye ve
Filistin alaylarımın efradı birer birer Plevne'de şehid düşmüşlerdir. Bir
tanesi dahi geri dönmemek üzere hepsi muharebe meydanlarında kalmışlardır. Türk
Devleti bana ait değildir. Türk milletinindir ve ben onun hiçbir parçasını
veremem."

Bu cevaba karşılık Herzl, gene Sultana birçok mektuplar yazmıştır. Fakat Sultan
Herzl'in talep ve israrlarını kabul etmemiş, hatta kat'i bir lisanla
haberleşmeyi kesmiştir. 1908 Meşrutiyetinden sonra İttihat ve Terakki Partisine
Yahudiler geniş bir şekilde nüfuz ettiler. 1909'da bu parti tarafından kurulan
hükumette üç Yahudi nazır (bakan) bulunuyordu. 1914'te çıkartılan bir kanunla
ekalliyet zümreleri toprak satın alabilecekti. Bu kanuna dayanarak; Yahudiler
Filistin'de geniş araziler satın alıp, üzerlerine tapuladılar. Hatta Yahudi
nazırlarının tesirleriyle Sultan İkinci Abdülhamid'in Filistin'deki şahsına ait
münbit araziler Yahudilere satıldı.

Birinci Dünya Savaşı Yahudilerin işine çok yaradı. İngiliz ve Fransızlar gizli
bir anlaşma yaparak, Yahudilere teminat verdiler. Osmanlı Devleti elbirliğiyle
yıkılacak ve Filistin'de bir Yahudi Dev leti kurulacaktı. Bu vaadi alan
Yahudiler, Filistin'de Türkler aleyhine büyük bir casusluk faaliyetine
giriştiler.

Birinci Dünya Savaşı sonunda, Ortadoğu'da İngiltere'ye dost bir devlet
kalmamıştı. İngiliz menfaatleri, bu bölgede bir dost devletin bulunmasını icap
ettiriyordu. Filistin'de kurulacak bir Yahudi devleti bu boşluğu
doldurabilecekti. Bundan dolayı 2 Kasım 1917'de İngiltere meşhur Belfor vaadini
açıkladı. Birleşmiş Milletler Cemiyeti de 1920 yılında, Filistin üzerinde
İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere
nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı. Sultan İkinci Abdülhamid Hanın
kabul etmediği şartlar arasında bulunan bir üniversite 1925 yılında Skopus
Dağında kurulmaya başlandı.

İngiltere'nin Belfor planını tatbike başlaması ile Araplar, sömürgecilerin
Filistin topraklarını çalıp siyonistlere teslim ettiklerini anladılar ve bunu
müthiş şekilde protesto ettiler. 1929'da Kudüslü Araplar ile Yahudiler arasında
on beş gün süren kanlı çarpışmalar oldu.

Bundan sonraki yıllarda Nazi Almanya'sının Yahudilere karşı soykırımına
girişmeye başlamasıyla Filistin'e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin'deki
Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin
durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion'a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı
Hagahan, Filistin'e göç konusunda İngiltere'nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı
protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Filistin'e de gizli Yahudi
göçleri düzenlemeye başladı.

İkinci Dünya Savaşınin müttefiklerin galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin
meselesi son safhasına ulaşmıştı. İngiltere daha sonra Amerika'nın yardımını
sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletlere götürüp, meselenin
çözülmesini istedi. Birleşmiş Milletler 1947 Kasımında Filistin'in biri Yahudi
öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Kudüs
şehrine ise Birleşmiş Milletler denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü
tanındı. Bu çözüm Arapları tatmin etmedi. Filistin iç savaşı başladı. 1948 yılı
14 Mayısında İngiliz mandasının sona ermesi üzerine David Ben Gurion, bağımsız
İsrail Devletinin kurulduğunu açıkladı.

İsrail Devleti kurulur kurulmaz; Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları
İsrail üzerine saldırıya başladılar. Böylece Birinci Arap-İsrail savaşı
başlamıştı. Bu savaş bir yıl kadar sürdü. İsrail'in yetmiş beş bin kişilik bir
ordusu olmasına rağmen beş Arap devletini yendi. Birleşmiş Milletlerin
çabasıyla yapılan anlaşma sonunda, İsrail toprakları çok genişlemişti.

Araplarla İsrail arasındaki gerginlik 1964 yılında tekrar yoğunlaştı. Bu yılda
bir Filistin Kurtuluş Teşkilatı ve bu teşkilata bağlı bir ordu kuruldu.
Teşkilat gerilla faaliyetlerine başladı. 1967 Nisanında Suriye ve İsrail
arasında sınır bölgesinde sabotaj hareketlerinin artması ve Birleşmiş Milletler
askerlerinin denetimlerinde bulunan Sina Yarımadasını terk etmeleri ve burada
üslenen Mısır birliklerinin Şarmel Şeyhi işgal etmeleri üzerine 5 Haziran
1967'de savaş başladı. Çok kısa süren savaş, Arap ülkelerinin mağlubiyeti ile
sonuçlandı.

İsrail Kudüs'ün tamamını, Sina Yarımadasının ve Suriye'nin güneybatı kesimini
ele geçirdi. Çatışmalar sürekli devam etti. Ekim 1973'te Mısır birlikleri
Süveyş Kanalındaki İsrail birliklerine sürpriz bir saldırı düzenleyerek yendi.
Bu başarı, askeri dengenin Arap ülkeleri lehine değiştiğinin bir işareti olarak
yorumlandı.

1978 ve 1979 yılları arasında ABD'nin öncülüğüyle önemli bir derecede uzlaşma
sağlandı. Bu uzlaşma, Arap ülkelerinin büyük tepkilerine sebep oldu. Bu gün ise
genelde, Arap ülkeleri ile İsrail arasındaki gerginlik hala devam etmektedir. 6
Aralık 1987'den bu yana hergün Filistinliler işgalci İsrail askerlerine karşı
taş ve sopalarla mücadele vermekte ve işgale direnmektedirler.

1991'de meydana gelen Körfez Savaşı sırasında Irak, İsrail'e çeşitli zamanlarda
füze saldırısında bulundu ise de İsrail buna cevap vermedi. Bu savaş İsrail'in
Ortadoğu'da ABD'nin liderliğinde meydana gelen yeni düzende kilit bir rol
üstlendi. Rusya Federasyonu bu yeni durum üzerine 24 yıl sonra İsrail'le
yeniden diplomatik ilişki kurdu. İsrail 1992'de 400 kadar Müslüman Filistinliyi
sınırdışı etmesi üzerine ABD-İsrail ilişkileri bozuldu. ABD'nin baskısı ile
buların bir kısmını geri almaya razı oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://asiklikoyu.tr.cc
 
İsrail / Ülkeler Tarihi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AŞIKLI KÖYÜ FORUM SAYFASINA HOSGELDINIZ :: KÜLTÜR-SANAT-EDEBİYAT-TARİH :: Cok Yonlu Tarih-
Buraya geçin: